SARBANES OXLEY YASASI (“SOX”) VE TÜRKİYE YANSIMALARI
1. GİRİŞ
Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) sermaye piyasaları 2001 yılı ve sonrasında büyük şirket iflaslarına ev sahipliği yapmıştır. Bu süreçte, dünyanın en büyük doğal gaz hattı şirketlerinden olan Enron Corporation beklenmedik şekilde iflas etmiş ve iflasın perde arkasında ise tarihin en büyük denetim skandallarından birinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Enron Corporation’ın bağımsız denetim faaliyetleri, son derece köklü bir denetim firması olan Arthur Andersen tarafından yürütülmekte idi. Ne var ki Arthur Andersen, denetim sorumluluklarına aykırı olarak Enron’un mali tablolarını gerçekten farklı göstermiş, şirketin borç ve zararlarını yatırımcılardan gizlemiştir. Bunun karşılığında ise Arthur Andersen’in 2000 yılında Enron Şirketinden denetim hizmetleri için 25 Milyon Dolar, danışmanlık hizmetleri içinse 27 Milyon Dolar gibi fahiş ücretler aldığı saptanmıştır. Bu manipülasyon tahmin edilebileceği gibi, Enron Şirketi’ne karlı ve güçlü bir imaj verilerek hisse senetlerinin artırılması amacıyla yapılmıştı.[1]
Enron’un iflası, bu dönemde meydana gelen tek skandal değildi. Gerçekten de, takip eden yıllarda Worldcom ve Xerox gibi dünya devi firmaların da mali tablolarında oynama yaptığı, muhasebe ve denetim faaliyetlerinde hileye başvurdukları anlaşıldı. Her ne kadar, bu skandalların doğal neticesi olarak binlerce kişi işsiz kalmış, gerek ABD gerekse dünya ekonomisi büyük bir darbe almışsa da, bir olumlu sonucu ise denetçinin bağımsızlığını, şirket denetimlerinin sıkılaştırılmasını, üst düzey yöneticilerin sorumluluğun artırılmasını ve şeffaflığın sağlanmasını temin edecek yasal düzenlemelerin getirilmesi olmuştur.
Gerçekten de, meydana gelen skandallardan hemen sonra, 2002 yılında yürürlüğe giren Sarbanes Oxley Kanunu (“SOX”) ile özellikle halka açık şirketlerin denetiminin izlenmesi, denetçi bağımsızlığının güçlendirilmesi, şirket sorumluluğunun ve üst yönetim düzeyinde açıklama sorumluluğunun artırılması, halka açık şirketlerin finansal raporlama sürecindeki kalite ve şeffaflığın sağlanması ve kurumsal yönetim alanlarında getirdiği düzenlemelerle yeni bir dönem başlamıştır.
Tüm dünyada, Sarbanes Oxley Kanunu’nun etkileri olmuş ve paralel yasal düzenlemeler getirilmiştir. Öyle ki, bu kanundan yalnızca ABD Denetim piyasası değil, Avrupa Birliği (“United Nations”) ülkeleri de etkilenmiştir. Ticaret sınırlarının kaldırılması amacını taşıyan birlik ve ülkeler, SOX temel alınarak yeknesak düzenlemeler getirmeye başlamıştır.
2. SARBANES-OXLEY YASASI (SOX) VE GETİRDİĞİ TEMEL DÜZENLEMELER
SOX, 107. ABD Kongresi tarafından 30 Haziran 2002 tarihinde kanunlaştırılmış olup, 11 ana başlık ve 66 alt başlıktan oluşmaktadır.[2] Kanun amacına uygun olarak, “Public Company Accounting Reform and Investor Act” ve “Corporate and Auditing Accountability, Responsibility and Transparency Act” olarak da adlandırılmaktadır. Kanunda yer alan ana başlıklar aşağıdaki gibidir;
- Halka Açık Şirketler Muhasebe Gözetim Kurulu (Public Company Accounting Oversight Board PCAOB)
SEC (Securities and Exchange Commission) halka açık şirketlerin muhasebe uygulamalarını denetleyecek bir üst kurul kurulmasıyla yükümlü olacaktır. Bu kurul denetçi şirketlerin denetim kalite standartları, bağımsızlıkları, denetim ve soruşturma süreçleri ile ilgili sorumlu olacaktır. Kurul, denetim sektörü üzerinde, kamunun bir düzenleyici ve denetleyici eli gibidir.
- Denetçi Bağımsızlığı (Audıtor Indipendence)
Mali denetim yapan şirketlerde çalışanların rotasyon uygulamasından şirketlerin hangi alanlarda çalışıp hangilerinde çalışamayacaklarına kadar birçok değişiklik öngörülmüştür. Denetçinin nesnelliğini korumak rotasyon uygulamasının amacıdır. Ayrıca bağımsız denetçilerin denetim ilişkisi içinde oldukları şirketler ile bazı faaliyetleri yapmaları yasaklanmıştır. [3]
- Kurumsal Sorumluluk (Corporate Responsibility)
Halka açık şirketlerde Denetim Kurulu oluşturma yükümlülüğü getirilmiştir. Kurul üyeleri şirket yönetim kurulunun üyesi ve bağımsız olması gerekir.[4] Denetim komitesi, iç kontrol hususlarının değerlendirilmesi ve iç kontrol sistemi ve yapısına ilişkin şikayetlerin değerlendirilmesinden sorumlu tutulmuştur. Mevcut olan ve şirketin hazırladığı mali raporları ve bunları hazırlayan şirketleri denetleyen “denetim komiteleri” yapısında bazı değişikliklere gidilmiştir. Denetim komiteleri artık sadece bağımsız denetçilerden ve en az bir finans uzmanından oluşacaktır.
- Ayrıntılı Kamuyu Aydınlatma (Enhanced Financed Disclosures)
Tüm önemli bilanço dışı işlemlerin, yükümlülüklerin ve proforma finansal bilgilerin dipnotlarda açıklanması gerekmektedir. Ayrıca şirketler, finansal durumdaki değişiklikleri eş anlı olarak kamuya açıklamakla yükümlüdürler. Kanun halka açık firmaların daha kapsamlı beyanlar yapmalarını gerektiren yeni şartlar getirmektedir. Böylece finansal raporların doğruluğu teyitlenmiş olunur. [5]
- Finansal Analizden Kaynaklanan Menfaat Çatışmaları (Analyst Conflicts of Interest)
Menkul kıymet analizcileri tarafından yapılan ve yazılı veya sözlü olarak çeşitli şekillerde kamuya açıklanan yatırım tavsiyelerinden kaynaklanabilecek menfaat çatışmalarını önlemeyi, söz konusu analizlerin objektifliğini sağlamayı ve yatırımcılara daha güvenilir ve faydalı bilgi sağlanmasını amaçlamaktadır. Menkul kıymet analistlerinin yatırımcılara daha yararlı ve daha güvenilir bilgi sağlaması ve araştırmanın tarafsızlığının artırılması amacıyla birtakım kurallar düzenlenmiştir.[6]
- Komisyon Kaynakları ve Yetkileri
Bu ana başlıkta, tahsis yetkisi, komisyon öncesi olaylar ve uygulama, federal mahkemenin düşük fiyatlı hisse senetlerinin işlem gördüğü borsalar üzerinde yargılama yetkisi ve broker-dealerların kişisel nitelikleri alt başlıkları yer almaktadır.[7]
Denetim şirketlerinin konsolidasyonuna yönelik Amerikan Sayıştayı’nın (GAO) incelemeleri ve raporları, kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin komisyon incelemeleri ve raporları, icra işlemlerine ilişkin raporlar, yatırım bankalarıyla ilgili incelemeler alt başlıkları yer almaktadır.
- Kurumsal ve Cezai Hile Sorumluluğu
Belgelerin tahrif edilmesi ile ilgili cezalar, menkul kıymetlerle ilgili hileler ile ilgili kanunun ihlali durumunda affedilmesi ve ibra edilemeyen borçlar, menkul kıymetlerle ilgili hilelerde zaman aşımı, kapsamlı cezai hile suçlarıyla ilgili tüzük ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler, hileyi ortaya çıkaran kamuya açık şirket çalışanlarının korunması, şirket pay sahiplerine hile yapmayı engelleyen cezalar alt başlıkları yer almaktadır.[8]
- Beyaz Yaka Suçlarına İlişkin Cezaların Artırılması
Bu başlıkta; elektronik posta, telefon ve telgraf ile yapılan cezai suçlar, cezai hile suçlarının işlenmesi ile ilgili teşebbüsler, beyaz yakalıların yapabilecekleri yasa ihlalleri ve belirli finansal raporlarla ilgili kurumsal sorumluluk sonucu ortaya çıkabilecek para ve/veya hapis cezalarına ilişkin hükümler yer almaktadır.
Gelir vergisi beyannamesinin şirketlerinin CEO’su tarafından imzalanması gerekir.
- Kurumsal Hileler ve Sorumluluk
Resmi bir işlemde kullanılabilecek bir objenin bütünlüğünü ve ulaşılabilirliğini bozmak amacıyla kayıt, belge veya diğer maddi varlıklarda tahrifat yapan, bunları yok eden veya yapısını bozan veya bu tür fiillere teşebbüs edenler hakkında hapis ve/veya para cezası ile cezalandırılabilir. Görevli personel veya müdür ilgili kuralı ihlal etmesi durumunda komisyon tarafından görevlerinden geçici veya sürekli olarak menedilebilir.
3. SOX YASASININ TÜRKİYE YANSIMALARI
Ülkemizde ise 2000 yılların başında özellikle bankalar olmak üzere, birçok şaibeli şirket iflası meydana gelmiştir. Avrupa Birliği uyum sürecinde bulunan Türkiye’de hem dünyada hem de ülkede yaşanan gelişmeler gereği, çeşitli önlemler alınmasının önemi anlaşılmış ve denetim mekanizmasının güçlü hale getirilmesi için çeşitli adımlar atılmıştır. ABD’de yapılan söz konusu düzenlemelere paralel düzenlemeleri Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) Seri:X, No:19 sayılı Tebliğ’i ile yapmıştır. Buna göre, halka açık şirketlerde denetimden sorumlu bir komite kurulması, denetçilerin yapamayacakları işler, denetçinin rotasyonu, üst düzey yöneticilerin mali tabloları onaylamaları hususları düzenlenmiştir. Bu düzenleme Yönetmelik bazında olup ABD’deki gibi bir kanun ile oluşturulmamıştır.
(X,19) Seri nolu SPK Düzenlemesinin Karşılaştırmalı Bir Bakışla Sarbanes-Oxley Yasası Bağlamında Değerlendirilmesi
i. Sarbanes Oxley Kanununda mali tabloların doğruluğu ve düzenlemelere uygunluğu konusunda şirketlerin üst düzey yöneticileri tarafından verilen beyanların, bilerek hatalı verilmesi durumunda 1.000.000 ABD Doları’na kadar para cezası ve/veya 10 yıldan fazla hapis cezası; bilerek ve isteyerek hatalı verilmesi durumunda ise 5.000.000 ABD Doları’na kadar para cezası ve/veya 20 yıldan fazla hapis cezası uygulanabilecektir.
Seri: X, No:22 Sayılı Tebliğ 26. Maddesine göre,
Finansal tablo ve raporların finansal raporlama standartlarına uygun olarak hazırlanmasından, sunulmasından ve gerçeğe uygunluğu ile doğruluğundan, Türk Ticaret Kanunu ve sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde işletmenin yönetim kurulu sorumludur. İşletmenin yönetim kurulu, belirtilen kapsamda hazırlanacak finansal tablolar ve yıllık raporların kabulüne dair ayrı bir karar almak zorundadır. Finansal tabloların bağımsız denetime tabi tutulmuş olması işletme yönetim kurulunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Ayrıca işletmelerin finansal tablo ve yıllık raporlarının ilanı ve bildirimi sırasında söz konusu yıllık ve ara dönem finansal tabloları ile yıllık raporların; işletme genel müdürü, finansal tablo ve yıllık raporların hazırlanmasından sorumlu bölüm başkanı veya bu sorumluluğu üstlenmiş görevli ile yönetim kurulunca bir iş bölümü yapılmış ise, finansal tablo ve yıllık raporların hazırlanmasından sorumlu yönetim kurulu üyesi tarafından aşağıdaki açıklamalarla birlikte imzalanması ve kamuya yapılacak açıklamalarda da bu konuya yer verilmesi zorunludur.
ii. Sarbanes Oxley Kanunu ABD’de halka açık şirketlerde Denetim Komitesi kurulması zorunluluğu getirilmiştir.
Seri: X, No:22 Sayılı Tebliğ 25. Maddesine göre,
Hisse senetleri borsada işlem gören ortaklıklar en az iki üyeden oluşan denetimden sorumlu komite kurmak zorundadırlar. Denetim komitesi kurma zorunluluğu bulunmayan işletmelerde, denetim komitesince yapılan işler, yönetim kurulunca yerine getirilir. Denetimden sorumlu komite; ortaklığın muhasebe sistemi, finansal bilgilerin kamuya açıklanması,bağımsız denetimi ve ortaklığın iç kontrol sisteminin işleyişinin ve etkinliğinin gözetimini yapar. Bağımsız denetim şirketinin seçimi, bağımsız denetim sözleşmelerinin hazırlanarak bağımsız denetim sürecinin başlatılması ve bağımsız denetim şirketinin her aşamadaki çalışmaları denetimden sorumlu komitenin gözetiminde gerçekleştirilir. Ortaklığın hizmet alacağı bağımsız denetim kuruluşu ile bu kuruluşlardan alınacak hizmetler denetimden sorumlu komite tarafından belirlenir ve genel kurulun onayına sunulmak üzere yönetim kuruluna bildirilir.
iii. SOX kanunu bağımsız denetim şirketlerinin denetim yapmakta oldukları halka açık şirketlerde belirli bir takım faaliyetlerin yapılmasını yasaklamıştır.
Seri: X, No:22 Sayılı Tebliğ 13. Maddesine göre,
Bağımsız denetçiler, fiilen bağımsız denetimini yaptıkları işletmelerde, işletmenin finansal tabloları hakkında düzenlenen en son bağımsız denetim raporu tarihinden itibaren 2 yıl geçmedikçe, söz konusu işletmede yönetim kurulu başkan ve üyeliği, genel müdür, müdür ve yardımcılığı ile önemli karar, yetki ve sorumluluğu taşıyan pozisyonlarda görev alamazlar.
Bağımsız denetim kuruluşları ile bunların bağımsız denetçileri ve diğer personeli, bu Tebliğe göre bağımsız denetim hizmeti verdikleri işletmelere, bağımsız denetim hizmeti verdikleri dönemde, bedelli veya bedelsiz olarak;
a. Muhasebe defterlerinin tutulması ve buna ilişkin diğer hizmetlerin verilmesi,
b. Finansal bilgi sistemi kurulması ve geliştirilmesi ile işletmecilik, muhasebe, finans konularındaki uygulamalarla ilgili danışmanlık hizmeti verilmesi, belge düzenlenmesi ve rapor hazırlanması,
c. Değerleme ve aktüerya hizmetleri verilmesi veya ekspertiz ve uygunluk raporu hazırlanması,
d. İç denetim fonksiyonunun yerine getirilmesi ya da iç denetim fonksiyonuna destek hizmeti verilmesi,
e. Yönetim veya insan kaynakları fonksiyonlarının yerine getirilmesi,
f. Aracılık veya yatırım danışmanlığı hizmetlerinin verilmesi,
g. Hukuki danışmanlık veya diğer uzmanlık hizmetlerinin verilmesi,
h. Tahkim ve bilirkişilik yapılması ve
ı. Kurul tarafından yapılmasına izin verilmeyen alanlarda hizmet sunulması faaliyetlerinde bulunamazlar. Söz konusu faaliyetleri, bağımsız denetim hizmeti verdikleri işletmelere, aynı dönemde bedelli veya bedelsiz olarak; merkezi yurt dışında bulunan aynı bağımsız denetim kuruluşu ile hukuki bağlantısı olan Türkiye’de yerleşik diğer kuruluşlar aracılığı ile de yerine getiremezler.
iv. Sarbanes Oxley Kanunu’na göre bağımsız bir denetim şirketinde çalışan sorumlu ortak baş denetçinin veya denetçinin aynı halka açık şirketi beş yıl üst üste denetlemesi mümkün değildir.
v. Sarbanes Oxley kanununa göre halka açıklanan yıllık faaliyet raporuna iç kontrol sistemini değerlendiren bir bölüm eklenmesi zorunlu tutan düzenlemeler yapma yükümlülüğü getirmiştir. Denetim şirketi yönetimin yaptığı değerlemeyi inceleyip doğrulayarak raporunda yönetimin değerlemesine yer vermek zorundadır.
Seri: X, No:22 Sayılı Tebliğ 11. Maddesine göre;
İç kontrol sistemi, şirket yönetimi ve yönetimden sorumlu kişiler ile diğer ilgili personel tarafından; şirketin amaçlarına ulaştığına, faaliyet ve işlemlerin etkin olarak gerçekleştirildiğine, kanun ve düzenlemelere uyulduğuna dair makul bir sistemdir. Bağımsız denetçinin, şirketin iç kontrol sistemini kavraması gerekir. Bağımsız denetçi, muhtemel önemli yanlışlık türlerini belirleme, önemli yanlışlık riskini etkileyen faktörleri gözden geçirme ve ilave bağımsız denetim tekniklerinin zamanlama, kapsam ve yapısını tasarlama süreçlerinde iç kontrol sistemine dair edindiği bilgilerden yararlanır.
vi. Sarbanes Oxley Kanunu’nda 103. Maddesinde denetçilerin çalışma kağıtlarını ve buna esas teşkil eden çalışmalarını en az 7 yıl süreyle saklamalarına ilişkin yükümlülükleri vardır.
Seri: X, No:22 Sayılı Tebliğ 11. Maddesine göre;
Ülkemizde çalışma kağıtları, bağımsız denetim rapor tarihinden itibaren en az 10 yıl süreyle saklanır. Bağımsız denetim şirketleri çalışma kâğıtlarının saklanmasına ilişkin süreç ve politikaları belirlemek zorundadırlar.
vii. Sarbanes Oxley Kanunu’na göre, yasal bir incelemeyi engellemek amacıyla halka açık şirketlerin resmi kayıtlarını bilerek yok eden, değiştiren, gizleyen sahte kayıt düzenleyen veya bu başlıklarla ilgili rüşvet aldığı ispat edilen kişilere 20 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
6362 sayılı SPK’nın 107 maddesine göre ise,
Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.
4. SONUÇ
Kabul edileceği üzere, özellikle borsada işlem gören halka açık şirketlerin ve finansal kuruluşların, bir yatırım aracı haline gelmesi ile söz konusu Şirketlerin daha değerli ve güvenilir görünmesi için manipülasyon yapılması son derece muhtemel hale gelmiştir. Bu sorun, her ne kadar köklü veya güvenilir olurlarsa olsun, gerek borsada işlem gören şirketlere gerekse denetim şirketlere bırakılamayacak derecede hassasiyet teşkil etmektedir.
Yukarıda açıklandığı şekilde, ABD denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği kanısına son derece büyük skandallar sonucunda varmış olup, derhal bu yönde önlemler almıştır. Günümüz borsa sisteminin işlemesi ve yatırımcıların daha güvenli şekilde hareket edebilmesi için, bu mevzuatların uygulanması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Ülkemizde de, bu amaçla Sermaye Piyasası Kanunu oluşturulmuş olup, önemli bir adım atılmıştır. 6362 sayılı SPK’nın 1’inci maddesinde ifade edildiği üzere, Sermaye Piyasası Kanunu’nun getiriliş amacı; sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf ve rekabetçi bir ortamda bulunması ve yatırımcıların haklarının korunması için sermaye piyasasının düzenlenerek, denetlenmesidir.
SPK’nın bu amaçlarının gerçekleştirilebilmesi, sermaye piyasasındaki fiyatların güvenilir ve şeffaf olmasına bağlıdır. Zira piyasada oluşabilecek etik ve hukuk dışı davranışlar yatırımcıların piyasadan uzaklaşmasına neden olur. Türkiye’de SPK’nun Sarbanes Oxley Kanunu’na paralellik gösteren düzenlemeler yapılsa da SPK düzenlemeleri daha fazla etkinleştirilmeli ve geliştirilmelidir.
Öte yandan gerek piyasanın güvenilir hale getirilmesi, gerekse hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, Şirketlerin de yukarıda açıklandığı üzere yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen Şirketler, hem ciddi hukuki yaptırımlara maruz kalabilecek, hem de piyasa nezdinde güvenilirliklerini tamamen kaybedebileceklerdir. Bu halde, halka açık şirketlerin, ilgili mevzuat uyarınca hareket ederek, gerekli iç denetim mekanizmaları oluşturmaları, ilgili mevzuata uygun hareket etmeleri ve doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmeleri gerektiği son derece açıktır.